Yazar, lezzet ve şarap gazetecisi Niki Mytarea yazıyor.

“Kökleri geleneğe dayanan Yunan gastronomisi, karadan ve denizden elde edilen zengin çeşitliliğe sahip, mükemmel kalitede ürünler sunar. Ürünlerin kalitesi, saflığı ve lezzetinin değeri, Yunan malzemelerini kullanarak klasik tarifleri dönüştüren ve yeni lezzet deneyimleri yaratan uluslararası mutfak tarafından onlarca yıldır bilinir. Peynir, zeytinyağı ve yoğurttan aromatik otlar ve şaraba kadar Yunan ürünlerinin, geleneksel uluslararası tariflere eşsiz bir karakter katabileceği gelişmiş tatlar ve önemli besinsel faydalar sunabileceği pratikte kanıtlanmıştır.

Yunan mutfağının temelini oluşturan, yüksek kalitesi ve besin değeriyle bilinen zeytinyağı, tariflerde tereyağı veya diğer sıvı yağların yerini alarak eşsiz bir lezzet ve sağlıklı yağlar sağlar. Fransız mutfağının önde gelen şeflerinden biri ve Yunan zeytinyağını hem salatalarda hem de Fransız soslarında kullanarak haute cuisine kreasyonlarına dahil eden Alain Ducasse şu yorumda bulunmuştur: ‘Yunan zeytinyağı, diğer zeytinyağlarında nadiren bulunan bir denge, zenginlik ve saf bir tada sahiptir’. Dünyaca ünlü Japon şef ve Nobu restoran markasının yaratıcısı Nobu Matsuhisa, tariflerinin çoğunda Yunan zeytinyağını önemli bir bileşen olarak kullanır. Hatta ‘Yunan zeytinyağı, Japon malzemelerinin umamisini mükemmel bir şekilde tamamlayan temiz, meyvemsi bir tada sahiptir,’ demiştir.

Geleneksel Yunan peynirlerinin çeşitliliği, farklı ulusal kökenli ürünlerin yerini alarak tariflere yeni bir boyut katar. Ünlü ve etkili yabancı şeflerin yazdığı yemek kitaplarına bakıldığında, Yunan PDO feta peynirinin öne çıkan bir ürün olduğu kolayca fark edilir. Gordon Ramsay feta peynirini, salatalar ve bruschetta için ‘oyunun kurallarını değiştiren’ bir peynir olarak tanımlarken, Jamie Oliver ise feta peynirinin her mutfağın ‘olmazsa olmazlarından’ biri olduğunu ifade etmiştir. Nigella Lawson kitaplarındaki ve televizyon programlarındaki özellikle börek, taze salata ve ızgara sebze tariflerine feta peynirini dahil etmiştir.

‘Yunan lagününün altını’ denen Yunan havyarı, yıllardır dünyanın en iyi restoranlarında seçkin bir gurme ürün olarak kabul edilir. Korumalı Menşe İsmi (PDO) damgasıyla uluslararası pazarlarda yer edinmiş, eşsiz bir Yunan ürünü olarak tanınır. Üç Michelin yıldızlı İtalyan şef Massimo Bottura havyarı, tuzlu profilini limon ve zeytinyağıyla bir araya getirerek makarna yemeklerinde kullanır.

Yunan ürünlerine gösterilen ilgi ve tercih kolay kolay tükenmez. Yunan yoğurdu, uluslararası mutfağın önemli oyuncularının referanslarında kaliteyle eş anlamlıdır. Kalamata zeytini İtalyan mutfağından Latin Amerika füzyon gastronomisine kadar pek çok uluslararası mutfakta kullanılır. Kekik, yabani kekik, biberiye gibi otlar marinatlara, soslara ve ızgara etlere lezzet katar. Hios Adası sakızı çeşitli tatlıları farklı bir boyuta taşır. Bal, kullanıldığı her yerde şekeri geride bırakırken, özgün Yunan şarapları ve diğer distile içkileri, uluslararası mutfaklarda yerlerini almıştır.

Yunanistan’ın zengin gastronomi mirası yerel mutfaklarla sınırlı kalmaz. Yunan ürünlerinin uluslararası tariflerde kullanılmasıyla yeni tatlar elde edilerek daha sağlıklı seçenekler oluşturulur. İster feta peynirli bir İtalyan bruschetta’sı, ister zeytinyağlı bir ceviche, ister Yunan yoğurdu veya mizithra peyniriyle yapılmış bir Amerikan cheesecake’i olsun, Yunan malzemelerinin varlığı her yemeği farklı bir mutfak şölenine dönüştürür. Bu şekilde Yunan geleneği, küresel gastronominin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir”.

Bu makalede ifade edilen görüşler yazarın kişisel görüşleridir ve Tarımsal Kalkınma ve Gıda Bakanlığı’nın görüşlerini veya fikirlerini yansıtmamaktadır.