Akdeniz tipi beslenmenin, kardiyovasküler hastalıklar, nörodejeneratif hastalıklar, kas kütlesinin ve kemik yoğunluğunun azalması gibi yaşa bağlı hastalıklara karşı doğal bir koruyucu görevi görerek, yaşlıların sağlığı için değerli bir müttefik olduğu ortaya çıkmıştır. Yaşlıların nüfus içindeki oranının önümüzdeki on yıllarda önemli ölçüde artacağı göz önüne alındığında, sağlıklı beslenme modellerinin ve özellikle Akdeniz tipi beslenmenin teşvik edilmesi, daha iyi bir yaşam kalitesinin korunması ve elde edilmesinde kilit rol oynayabilir.

Her yaşın farklı beslenme ihtiyaçları vardır. Özellikle 65 yaş üzeri üçüncü yaş grubunun, bir “ilaç” görevi görebilecek özenli bir beslenmeye ihtiyacı vardır. Bu durum, önemli fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişikliklerin eşlik ettiği normal yaşlanma süreciyle ilişkilidir. Akdeniz tipi beslenme muhtemelen tek bir gıda veya besinin faydalarını aşan antioksidan ve anti-enflamatuvar özelliklere sahip birçok farklı sağlıklı gıdanın uyumlu birlikteliği nedeniyle kronik hastalıkların önlenmesinde altın bir standarttır. Akdeniz tipi beslenmenin bütünü, onu oluşturan bileşenlerin toplamından çok daha önemlidir.

Akdeniz tipi beslenme düzenini benimseme seviyesinin artması, koroner kalp hastalığı, beyin felci ve kalp yetmezliği dahil olmak üzere kardiyovasküler hastalık riskinin azalmasıyla yakından ilişkilidir. Bu azalma, kolesterolün ve yüksek tansiyonun düşürülmesi ve kan glikoz seviyelerinin daha iyi düzenlenmesi gibi çoklu kardiyometabolik risk faktörlerindeki iyileşmelere bağlanabilir.

 Ayrıca Alzheimer hastalığı ve diğer bunama türlerine yakalanma riskinin azalması da Akdeniz tipi beslenmeyle ilişkilendirilmiştir. Özellikle, beyin üzerindeki koruyucu etkileri bilinen antioksidanlar, omega-3 yağ asitleri ve polifenoller açısından zengindir. Bu beslenme tipinin, Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıkların gelişimiyle ilişkili faktörler olan enflamasyon ve oksidatif strese karşı koruyucu olduğu da görülmektedir. Araştırmalar, Akdeniz tipi beslenmenin bilişsel işlevin daha iyi korunmasına ve bilişsel gerilemenin yavaşlatılmasına yardımcı olduğunu göstermiştir.

Buna ek olarak Akdeniz tipi beslenmenin, kas kütlesinin korunmasında ve yaşla birlikte kas gücü ve kütlesi kaybı sarkopeninin (kas erimesi) önlenmesinde önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Aynı zamanda, bu beslenme tarzını benimsemek daha yüksek kemik yoğunluğu sağlayabilir ve osteoporoz gibi kemik hastalıklarının önlenmesine de yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, Akdeniz tipi beslenmenin yaşlıların sağlığının iyileştirilmesinde en güçlü beslenme stratejilerinden biridir. Kalp ve beynin korunmasından kas kütlesi ve kemik sağlığının muhafaza edilmesine kadar çok boyutlu faydaları vardır. Yaşlılar bu beslenme tarzını benimseyerek sağlıklarını güçlendirip daha iyi bir yaşam kalitesinin tadını çıkarabilir.