Ülkenin güney ucunda yer alan Girit İdari Bölgesi, bir ada bölgesidir. İraklio, Lassithi, Rethimno ve Hania olmak üzere dört Bölgesel Birimden oluşmaktadır.

Yunanistan’ın en büyük adası Girit, Akdeniz’de merkezi bir konumdadır. Binlerce yıllık kültürel ve siyasi gelişimi içeren tarihi zengin ve çok boyutludur. İzleri bugün Knossos arkeolojik alanında görülebilen Minos medeniyeti Girit’te gelişmiştir. En eski uygarlıklardan biri olan Minos medeniyeti ilk düzenli Avrupa toplumu kabul edilir. Orta Çağ’dan, Osmanlı işgali sonrasına ve modern tarihin olaylarına kadar çok dalgalı olan Girit tarihinin stratejik konumu güçlü çatışmalara sahne olmuştur. Türk-Yunan savaşı ve Londra Antlaşmasının ardından 1913 yılında Girit, Yunan Devleti’ne katılmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında müttefik kuvvetlerle Naziler arasında şiddetli çatışmalara sahne olan adada Girit Direnişi efsanevi bir ün kazanmıştır.

Yüzyıllar boyunca Girit’ten geçen medeniyetlerin çeşitliliği mimarisine de yansıyarak, adayı son derece ilginç bir çeşitli kültürel ve tarihi etkiler karışımı haline getirmiştir. Birer sanat eseri olan Minos saraylarından Bizans manastırlarına, Venedik kalelerinden Osmanlı camilerine kadar ada, Akdeniz’in uzun tarihini ve kültürel güzergahlarını yansıtır.

Aynı zamanda büyük edebiyatçı Nikos Kazantzakis, Nobel Ödülü sahibi Odisseas Elitis, meşhur ressam Dominikos Theotokopulos (El Greco), şair Vincenzos Kornaros, başarılı müzisyen Nikos Ksiluris ve modern Yunan devletinin kurucusu Eleftherios Venizelos gibi ünlü isimlerin de doğum yeridir.

Eşsiz Girit, etrafına güçlü bir özgürlük, özerklik ve kendine yeterlilik duygusu yayar. Ortak noktaları Girit mizacı olan tüm kentler kendilerine has özelliklerini korur. Bu nedenle ziyaretçiler adada ‘bambaşka bir dünya’ keşfeder. Doğal boyutu, coğrafi çeşitliliği ve kendine has tarihiyle her bir köyü ‘Girit dünyasını’ yaratır.

Girit ziyaret için ideal bir Akdeniz seyahat noktasıdır. En yüksek zirvesi 2.456 metreye ulaşan Psiloritis Dağı adaya ‘göz kulak olurken’ 1.046 kilometrelik Girit sahil şeridi, muhteşem ovaları, heybetli dağları ve harika plajlarıyla ada bir uçtan diğer uca kadar, hemen ziyaretçilerin kalbini fetheder. Lassithi Bölgesi Agios Nikolaos’taki Vai Palmiye Ormanı’na, Girit’in güneybatı tarafındaki Samaria Kanyonu’na, Rethimno’daki egzotik güzelliğiyle Preveli sahiline veya İraklio’nun geleneksel köyü Arhanes’e yapılacak bir geziden büyülenmemek imkansızdır.

Girit’in maruz kaldığı çeşitli etkileşimler, coğrafi konumu ve çeşitli kültürlerle temasları sayesinde gelişen gastronomisi de aynı derecede büyüleyicidir. Bu unsurlar yerel ham maddeleri, antik tarifleri ve adayı fethedenlerin etkileriyle komşu medeniyetlerle birleştiren eşsiz bir gastronomi geleneği ortaya çıkarmıştır.

Verimli topraklar, zengin sular ve yaygın hayvancılıkla bu özerk ada her türlü damak zevkine hitap eder. Zeytinyağı, bal, çok taze sütten elde edilen anthotiro peyniri, lezzetli et yemekleri ve adaya özel apaki, yani yerel domuz salamı. Peksimetler, arpa halkaları ve el yapımı makarnalar. Yerel ürünlere dayalı tariflerle leziz yemekler yaratılır. Tavada öldürülmüş dikenli hindiba ve pişmiş salyangozlar meşhur yemeklerdendir. Tavada, ince sfakiani böreği ve bayramlarda yenen etli tart Girit sofralarından asla eksik olmaz. Ve tabii ki kahvaltıda ya da tatlı olarak tatlı kalitsunia; anthotiro, bal ve tarçınlı hamurlu pideler. Tüm bunlara her zaman adanın geleneksel içkileri ve sosyal yaşamın bir parçası olan şarap, tsikudia (veya rakomelo) eşlik eder.

Sonuç olarak arkeolojisine, sanatına ve geleneklerine yansıyan eşsiz mirasıyla özerk Girit, önemli bir kültürel, tarihi ve turistik tatil yeridir.