Hiperkolesterolemi, yani kandaki yüksek kolesterol seviyeleri, koroner kalp hastalığı ve beyin kanaması gibi kardiyovasküler hastalık risklerinin artmasıyla doğrudan ilişkili bir durumdur. Başlıca türleri HDL (high-density lipoprotein) veya diğer adıyla “iyi” kolesterol ve LDL (low-density lipoprotein) veya diğer adıyla da “kötü” kolesteroldür. LDL seviyelerinin artmasının arterlerde yağ birikimine (ateroskleroz) neden olmasıyla kalp hastalıkları tehlikesini artırır. Bu nedenle, kardiyovasküler riskin artmasını önlemek için LDL kolesterolü kanda belirli seviyelerde tutulmalıdır.

Kandaki kolesterol seviyelerini etkileyen faktörlerden bazıları değiştirilebilir (kötü beslenme, artan vücut ağırlığı, fiziksel aktivite eksikliği, sigara, yüksek stres) bazılarıysa değiştirilemezdir (yaş, cinsiyet, genetik profil, çeşitli hastalıklar). Araştırma bulguları, beslenme tipinin kolesterol yönetiminde kilit faktör olduğu konusunda hemfikirdir. Aslında beslenme tipi, kardiyovasküler hastalıklar için en önemli değiştirilebilir faktördür ve sadece kolesterolü değil, aynı zamanda hipertansiyon, obezite ve tip 2 diyabet dahil olmak üzere çok sayıda hastalık tehlikesini de azaltmaktadır. Elbette hiperkolesterolemi tedavisi, yaşam tarzı değişikliklerinin bir kombinasyonunu, çoğu durumda da ilaç tedavisi gerektirir.

Akdeniz tipi beslenmenin benimsenmesi, kolesterol seviyelerini düşürmek ve kardiyovasküler sağlığı iyileştirmek için, özellikle de gerekli tüm malzemelere sahip olduğumuz Yunanistan’da, en etkili stratejilerden biridir. Bu beslenme, temel yağ kaynağı olan zeytinyağında bulunan tekli doymamış yağlar gibi sağlıklı yağ kaynaklarının tüketimini teşvik eder. Zeytinyağının LDL seviyelerini düşürürken HDL’yi artırarak kalp sağlığına katkıda bulunduğu bilinmektedir. Zeytinyağına ek olarak bu beslenme tipinde, kolesterol ve enflamasyon seviyelerinde de olumlu etkisi olan omega-3 yağları bakımından zengin balıklar tüketilmelidir. Lif bakımından zengin meyveler, sebzeler, baklagiller ve minimal düzeyde işlenmiş tam tahıllar, Yunan Akdeniz beslenme tipinde normal lipid profilinin korunmasına yardımcı olan önemli unsurlarıdır. Öte yandan, bu beslenme tipinde teşvik edildiği gibi, kırmızı, özellikle de işlenmiş etin az tüketilmesinin yanı sıra ilave şeker içeren yiyecek ve içeceklerin azaltılması, lipit profilinin daha da iyileştirilmesine katkıda bulunur.

Hiperkolesterolemi, kardiyovasküler hastalık gelişimi için en önemli risk faktörlerinden biridir ve Yunan Akdeniz beslenme tipi bunun yönetiminde kilit rol oynar. Akdeniz beslenme tipi sadece bir diyet seçimi değil; dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve düşük alkol tüketimini içeren entegre bir yaşam biçimidir. Sağlıklı bir yaşam tarzıyla birlikte bu beslenme tipinin benimsenmesi, uzun vadede sağlık açısından birçok fayda sağlayabilir.